Yeni Baştan
Tam üç ay hasta yattım
Kendimi bilmeden
Ve şehrin sokaklarını
Tavlada dübeş kapısını unuttum
Sevdiğim kızın yüzünü
Şimdi ne güzel, yeni baştan
Yürümeye ve sevmeye başlamak.
Melih Cevdet Anday
Dosta Gidelim
Bir kararda durmayalım,
Gel gidelim dosta gönül.
Hasretinden yanmayalım,
Gel gidelim dosta gönül.
Kılavuz ol gönül bana,
Gel gidelim yardan yana,
Can kurbandır canana,
Gel gidelim dosta gönül.
Gerçek murada varalım,
Yarın hatrını soralım,
Yunus Emre'yi alalım,
Gel gidelim dosta gönül.
Yunus Emre
Rintlerin Akşamı
Dönülmez akşamın
ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen
geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük
kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde
gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
Yahya Kemal Beyatlı
Rüzgar
Şimdi bir rüzgar geçti
buradan
Koştum ama yetişemedim,
Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.
Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir,
Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
Yüreğini allak bullak etmiştir.
Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
Bulutları koyun gibi gütmüştür,
Okşayıp otları yaylalarda
Büyütmüştür.
Köylere de uğradıysa eğer
Islak, karanlık odalarda beşik
sallanmıştır,
Güneş altında çalışanlara
İmdat eylemiştir.
Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru,
Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz,
Kıraçlarda mavi dikenler...
Toz toprak gözlerine gitmiştir.
Şehirlere uğramış ki yanımdan geçti,
Haşhaş çiçeğine benzer kızlar
görmüştür,
Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra
Alıp gitmiştir.
Şimdi bir rüzgar geçti buradan
Koştum ama yetişemedim,
Sorsaydım söylerdi herhalde
Soramadım.
Cahit Külebi
Otuz Beş Yaş Şiiri
Yaş otuz beş! yolun yarısı
eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze, ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı
Egeli Güzel
Öyle güzel, öyle şirinsin
ki sen
Kem gözle bakanın kör olur gözü
Bir de gönlün var ki, benzer yüzüne
Anlatan dillerin, bal olur sözü.
Mimoza kokuyor senin saçların
Ege kadar güzel, Egeli güzel
Sesinde duygusu tüm şarkıların
Yıldızlı gecenin seheri güzel.
Avni Anıl
Son Şiir
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehre, ne de köye
Gelmez yola gidiyorum.
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum.
Eşim, dostum, yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yolların
Gelmez yola gidiyorum.
Aşık Veysel
Uzun İnce Bir Yoldayım
Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim,
Gidiyorum gündüz gece.
Dünyaya geldiğim anda,
Yürüdüm aynı zamanda,
İki kapılı bir handa,
Gidiyorum gündüz gece.
Uykuda dahi yürüyorum,
Kalmaya sebep arıyorum,
Gidenleri hep görüyorum,
Gidiyorum gündüz gece.
Kırk dokuz yıl bu yollarda,
Ovada, dağda, çöllerde,
Düşmüşüm gurbet ellerde,
Gidiyorum gündüz gece.
Düşünülürse derince,
Irak görünür görünce,
Yol bir dakika miktarınca,
Gidiyorum gündüz gece.
Şaşar Veysel işbu hale,
Gah ağlayan gahi güle,
Yetişmek için menzile,
Gidiyorum gündüz gece.
Aşık Veysel
Ben Anadolu Çocuğuyum
Ben Anadolu çocuğuyum
Biraz da deli dolu
Kızdı mı dünyaya yakarca bakan
Sevdi mi içinde ormanlar yanan
Tek tabanca yalansız çıkmış yıllardan
Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar
Benim bu aleme aklım ermiyor
Ben Anadolu çocuğuyum
Benimde senin gibi onun gibi arzularım var
Tırnakları kısa
Katıksız kadın katıksız ana
Gözleri güleç yüreği insan birini
istiyorum
Ben Anadolu çocuğuyum
Bildiğin gibi
Yüzümde derin siyah çizgiler
Gözümde diken ve yaban otları
Yayla rüzgarları geçer içimden
Dikenli tellere takılır gönlüm
Kan ağlar
Anlatamam ağlayamam
Ben Anadolu çocuğuyum
Böyle geldim dünyaya
Pişman da değilim
Başakları ellerimle büyütürüm ben
Başaklar eğilir ben eğilmem
Ben Anadolu çocuğuyum
Yolum sevgiden geçer
Kimsenin hakkını yemedim ki ben.
Kayahan Açar
Okul
Mapus damı bana çok şey
öğretti
Ama en çok sabretmeyi
Yalnızken kalabalık olmayı
Kalabalıktayken de kendimle kalmayı
Ve sürekli kavga edip
Durmadan kendimle barışmayı
Hiç göcünüp yüksünmeden
İhanetlere katlanmayı
Beş metrede beşbin metreyi yürümeyi
Ve duvarların darlığında
Dünyaları dolaşmayı
Ve hepsinden de çok
Bütün yuvarlakları yüreğimde bileyip
sivriltmeyi
İnsan olmayı insan olmayı.
Aziz Nesin |
Memleket İsterim
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun.
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim,
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun.
Olursa bir şikayet, ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı
Güzelliğin On Para Etmez
Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulamazsın
Gönlümdeki köşk olmasa
Tarifin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yareme
İsmin yayılmaz aleme
Aşklarda meşk olmasa
Kim okurdu, kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi,
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa
Güzel yüzün görülmezdi
Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana aşık olmasa.
Aşık Veysel
Herşey Sende Gizli
Herşey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatlarının çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin
Yaşadıklarını kar sayma;
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme, bil ki, ağladığın kadar
güleceksin
Sakın bitti sanma herşeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin
...
Güneşin doğuşundadır doğanın sana
verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar
insansın
Birgün yalan söyleyeceksen eğer,
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar
inansın
...
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona
yakınsın
Unutma, yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
İşte budur hayat, işte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın,
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar
üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk
unutulursun
...
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin
Bunu da öğren: sevdiğin kadar sevilirsin !
Can Yücel
Selam Olsun
Bu dünyadan gider olduk,
Kalanlara selam olsun.
Bizim için hayır dua,
Kılanlara selam olsun.
Ecel büke belimizi,
Söyletmeye dilimizi,
Hasta iken halimizi,
Soranlara selam olsun.
Tenim ortaya açıla,
Yakasız gömlek biçile,
Bizi bir asan vech ile,
Yuyanlara selam olsun.
Azrail alır canımız,
Kurur damarda kanımız,
Yayacağın kefenimiz,
Saranlara selam olsun.
Sala verile kasdımıza,
Gider olduk dostumuza,
Namaz için üstümüze,
Duranlara selam olsun.
Dünyaya gelenler gider,
Herkes gelmez yola gider,
Bizim halimizden haber,
Soranlara selam olsun.
Miskin Yunus söyler sözün,
Yaş doldurmuş iki gözün,
Bizi bilmeyen ne bilsin,
Bilenlere selam olsun.
Yunus Emre
Vakti Geçmiş Düşünceler
İş işten geçti de olduk
farkında,
Meğer yaşamak da bir sanat imiş.
Ezildik büzüldük felek çarkında,
İş, uzun emelden fedakarlık imiş.
Hayat yollarında hızlı yürüdük,
Yağmurda ıslandık günde kuruduk,
Yitirdik sağlığı çöktük çürüdük,
Sağlık ele geçmez saltanat imiş.
Hayal denizine gemiler saldık,
Kara yaygılarla uykusuz kaldık,
Dünya varlığında sanki ne aldık,
İşin başı sabır kanaat imiş.
Çok imiş hayatın özellikleri,
Bakmış görmemişiz güzellikleri,
Biz mekan tutmuşuz gazellikleri,
Sevip sevilenler bermurat imiş.
Halil gam kederi silmek gerekmiş,
Kuru ekmek yiyip gülmek gerekmiş,
Dakikanın kıymetini bilmek gerekmiş,
Ömür bir sınırlı hayat imiş.
Halil Karabulut
Dostlar Beni Hatırlasın
Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın.
Can kafeste durmaz uçar,
Dünya bir han konan geçer,
Ay dolanır, yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın.
Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.
Ne gelsemdi ne giderdim,
Günden güne arttı derdim,
Garip kalır yerim yurdum,
Dostlar beni hatırlasın.
Açar, solar türlü çiçek
Kimler güldü, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın.
Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider adı kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Aşık Veysel
Sessiz Gemi
Artık demir almak günü
gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal Beyatlı
Benden Öte Benden Ziyade
Bu akşam yine garip bir
hüzün çöktü üstüme
Hücrem soğuk bir tek sen varsın düşlerimde
Demir kapı yine kapandı ağır ağır
üzerime
Kelepçeler yine vuruldu kilit kilit yüreğime
Derin derin soluyorum seni gecelerce
Duvarlara kazıdım ismini her köşeye
Dudakların şeker gibiydi
Baldan öte baldan ziyade
Pembe pembe yanakların
Gülden öte gülden ziyade
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orada öyle bir isim var ki
Kuldan öte kuldan ziyade
Onu düşün ona sığın
O senden öte benden ziyade
Bir sabah elbet güneş de doğacak penceremde
Ama bil ki ateşin hala yanacak yüreğimde
Gözyaşlarım akıp gidecek
Selden öte selden ziyade
Bir canım var vereceğim
Maldan öte maldan ziyade
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Birgün elbet bitecek bu çile, isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orada öyle bir isim var ki
Kuldan öte kuldan ziyade
Onu düşün ona sığın
O senden öte benden ziyade
Bir ben var ki benim içimde
Benden öte benden ziyade
Bir sen var ki senin içinde
Senden öte senden ziyade.
Barış Manço |